Özden Bilen web sitesinin içerisinde bir "Blog Sayfası" açılmıştır. Özden Bilen, zaman zaman yeni yazılarını bu sayfa üzerinden yayınlayacaktır.

İlk Yazımız "ATATÜRK’ÜN KURAN-I KERİM ve PİYANO HEDİYE ETTİĞİ İLKOKUL" başlığını taşımaktadır.
Özden Bilen is familiar with the spheres of water policymaking and academia. He was assigned to the Director General of Sate Hydraulic Works (DSİ) in 1993 after holding several offices in the same organization and retired in 1995.

This website includes selected bibliographic list of books, articles, reports related to hydropolitics, water resources development & management which are a part of his private library. Water Resources Archive was classified according to the different subject areas. The purpose of the website is to provide a quick reference to particularly on the subject of “trans-boundary waters” for young scholars and those concerned. Most of his personal publications and presentations could be reached online.

An autobiographical essay covering his childhood, university and career years was posted on the website as e-book format.

All the content of Özden Bilen's books and articles could be used, provided you indicate the source.
 
Orsam Water Resources Programme
HyperLink
HyperLink
HyperLink
ATATÜRK’ÜN KURAN-I KERİM ve PİYANO HEDİYE ETTİĞİ İLKOKUL 11 Ocak 2018
ATATÜRK’ÜN KURAN-I KERİM ve PİYANO HEDİYE ETTİĞİ İLKOKUL

Çocukluğumun ve erken gençlik yıllarımın önemli bir bölümü, zamanın yıpratıcı etkilerine yüzlerce yıl dayanmış, Ankara Kalesi çevresinde geçmişti. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çok etkileyici tasvirler içeren Beş Şehir adlı kitabının Ankara’yı anlatan kısmında, 1928 sonbaharında Ankara’ya Lise Edebiyat öğretmeni olarak atandığı günlere ait anılarında...


ALBERT EINSTEIN İLE BİR SAAT (PROF. DR. KERİM ERİM) ALBERT EINSTEIN İLE BİR SAAT (PROF. DR. KERİM ERİM)

Mayıs 2024
ALBERT EINSTEIN İLE BİR SAAT (PROF. DR. KERİM ERİM)

PROF. DR. KERİM ERİM ve MAKALE HAKKINDA ÖZET BİLGİ
Yüksek Mühendis Mektebi’nden (İTÜ) mezuniyetini takiben Almanya’da matematik doktorası yapan Kerim Erim(1894-1952), mezunu olduğu aynı üniversitede ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinde ileri matematik dersleri vermiştir. Türkiye’de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde öncülük etmiştir. Kerim Bey ülkemizde matematik doktorası yöneten ilk bilim adamı unvanına sahiptir. Öğrencileri arasında mekanik alanında önde gelen bilim insanlarından Mustafa İnan da vardır.


Kerim Bey, 1933 yılında Üniversite Reformunu hazırlayan kurulda yer almış ve Yüksek Mühendis Mektebi’nde ders vermeye devam ederken yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde analiz profesörü ve dekan olarak görev yapmıştır. Fakülteden ayrılan Richard von Mises’in yerine 1940 yılında İstanbul Üniversitesi Matematik Enstitüsü Başkanlığına getirilmiştir.

On dokuzuncu yüzyılın sonlarından başlayarak 20. Yüzyılın ilk 35 yılı, fizikte yepyeni gelişmelere yol açan buluşların art arda yapıldığı bir dönem olmuştur. 1905 ve 1915 yılında özel ve genel görelilik kuramları Einstein tarafından ortaya konulmuş, kuantum mekaniğinde baş döndürücü ilerlemeler gerçekleştirilmiştir. Genç Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Önderliğinde, bu çalışmalara yetişmek için büyük bir çaba ve atılım içinde olmuştur. Belirtilen çerçevede Kerim Erim, Einstein ile görüşmek üzere Almanya’ya gitmiş ve Berlin Türk Büyük Elçisi Kemalettin Sami Paşa aracılığıyla Einstein’dan randevu alınarak bilimsel bir görüşme yapılmıştır. Bu görüşmede tartışılan bazı konular “Mühendis Mektebi Mecmuasının” Kasım 1930 tarihli 42. sayısında “Einstein ile bir saat” başlığı ile yer almıştır

Belirtilen tarihi ve bilimsel makale linkte yer almıştır. Atatürk Cumhuriyeti’nin bilime ve matematiğe verdiği önemin somut örneklerinden biri olan makaledeki bazı kelimeleri bugünkü Türkçeye çevirme gereği duymadım.


Arif Nihat Asya

Temmuz 2024
ARİF NİHAT ASYA - (YENİ YAZI)

EDEBİYAT ÖĞRETMENİ VE ŞAİR A. NİHAT ASYA'DAN SİYASİ MİZAH...
Meşhur “Bayrak” şiiri ile özdeşleşmiş olan Arif Nihat Asya Ankara Gazi Lisesi’nde okuduğum yıllarda edebiyat öğretmenimiz olmuştu. 1950-1954 yılları arasında Seyhan(Adana) Milletvekilliği yapan hocamız, kısa süren siyasal yaşamında da “nüktedan” kişiliğini gösteren çeşitli hitabet örnekleri vermiştir.


TBMM’de 23 Temmuz 1953 tarihinde yaptığı konuşmadaki sözleri; derin bir zarafet ve düşünce içermektedir. Maalesef Türk politik hayatına “nükte” veya Şakir Eczacıbaşı’nın kullandığı daha uygun bir terimle “gülen düşünceler” girememiştir.

Aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere her yerde güler yüze ihtiyacımız var.